Stockholm Sendromu Belirtileri ve Tedavisi

Stockholm sendromu, rehin alınan bireylerin, rehinlerini duygusal olarak benimsemesi durumunu ifade eder. Bu psikolojik durum, zorlayıcı koşullar altında hayatta kalma içgüdüsüyle ortaya çıkar. Birey, saldırgana karşı duygusal bir bağ geliştirerek onunla bütünleşir.
Stockholm Sendromu Belirtileri ve Tedavisi
07 Eylül 2024
Stockholm Sendromu

Stockholm sendromu, rehin alınan bireylerin kendilerini rehin alan kişilere karşı duygusal bir bağ geliştirmeleri olarak tanımlanabilir. Başka bir deyişle, rehinelerin rehin alan kişilerin duygularını anlamaya başladıkları ve zamanla onlarla özdeşleşme ve yardım etme isteği geliştirdikleri bir durumdur. Bu sendrom, bireyin kendisini zorlayan ve üzen şartları benimsemesi, savunması ve kendisine zarar veren kişinin yanında yer alması gibi garip bir durumu ifade eder.

Tarihçesi

Stockholm sendromu, ilk olarak psikiyatr Nils Bejerot tarafından tanımlanmıştır. İsmini, 1973 yılında İsveç'in başkenti Stockholm'de gerçekleşen bir olaydan alır. Bu olay şöyle gelişmiştir: Bir banka soygunu sırasında altı gün boyunca rehin tutulan banka çalışanı, soygunculara karşı duygusal bir bağ geliştirmiştir. Serbest bırakıldıktan sonra, kendi nişanlısından ayrılarak kendisini rehin alan kişinin hapisten çıkmasını beklemiş ve onunla evlenmiştir. Bu olay, Stockholm sendromunun ilk örneği olarak kabul edilir. Benzer şekilde, Patty Hearst isimli zengin bir kadın, terörist bir grup tarafından kaçırıldıktan iki ay sonra aynı grupla soygun yaparken yakalanmıştır.

Gelişim Mekanizması

Uzun süreli şiddet görmenin bir sonucu olarak, zarar gören bireyler saldırganla özdeşleşmeye başlayabilirler. Bu durum, bireyin hayatta kalma içgüdüsüyle hareket etmesinden kaynaklanır. Saldırgan, kurbanın üzerinde tamamen despotça bir denetim kurarak onu köleleştirir. Ancak, saldırganın psikolojik olarak tatmin olabilmesi için kurbanın onayına ihtiyaç duyar ve sürekli olarak kurbandan sevgi, saygı ve minnet bekler. Bu süreç, kurbanın gönüllü olarak saldırgana bağlanmasıyla sonuçlanır.

Gelişim Süreci

Stockholm sendromunun ortaya çıkmasının temel nedeni, bireyin hayatta kalma içgüdüsüdür. Dış çevreden tamamen soyutlanan birey, ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kendisine şiddet uygulayan kişiye bağımlı olduğunu düşünür. Saldırganın yaptığı küçük iyilikler, esir alınan kişinin gözünde büyür ve zamanla saldırganın tarafını tutmaya başlar. Bu süreçte, esir alınan birey, yaşanmış ve yaşanacak tehlikeleri tamamen yok sayar ve saldırgandan kopması giderek zorlaşır.

Stockholm sendromuna yatkınlık oluşturan durumlar şunlardır:
  • Hayati bir tehlikenin mevcut olması
  • Dış çevreden soyutlanma hali
  • Bulunduğu çevreden çıkamama veya kaçamama durumu
  • Esir alan kişinin zaman zaman yakından ve iyiliksever tutumlar göstermesi
Bu durum, genellikle kadınlar arasında daha sık rastlanan bir durumdur. Kadınlar, şiddete uğradıkları esnada saldırganı kışkırtmaktan ve kızdırmaktan korkarlar ve onun sevgisini kazanmaya çalışırlar. Savaşlarda, savaş esirlerinde ve rehin alma durumlarında da benzer patolojik bağlanmalar görülmektedir.

Stockholm Sendromunun Görüldüğü Bazı Gruplar

  • Rehin alma veya kaçırılma durumlarında
  • Tecavüze uğrama, ensest veya cinsel tacize maruz kalan çocuklarda
  • Çocuk istismarlarında
  • Savaş hali içinde bulunanlarda
  • Savaş esirlerinde
  • Toplama kamplarında
  • Para karşılığı çalışan seks işçilerinde
  • Aile içi şiddete maruz kalanlarda
  • Baskıcı dini tarikatlara mensup olanlarda
  • Siyasi baskılara maruz kalanlarda
  • Uzun yıllar hapis yatanlarda
  • Ev hapsine maruz kalanlarda

Stockholm Sendromunun Tedavisi

Stockholm sendromunun tedavisinde ilk yöntem psikoterapidir. Bireyin farkındalığını artırmak ve yaşadığı durumun nedenlerini anlamasını sağlamak esastır. Güvenli bir ortam oluşturulmalı ve bireyin yaşadığı travmatik olayları hatırlaması sağlanmalıdır. Hayatla yeniden sağlıklı bir iletişim kurabilmesi için zaman verilmelidir.

Sizden Gelen Sorular / Yorumlar

soru

Hürsev

09 Ağustos 2024 Cuma

Stockholm sendromunu deneyimleyen birinin duygusal durumda nasıl bir değişim yaşadığını merak ediyorum. Rehin alan kişiye karşı duyulan sevgi ve özdeşleşme, gerçekten de hayatta kalma içgüdüsü ile mi bağlantılı? Bu durum, rehin alınan bireyin psikolojik sağlığı üzerinde nasıl bir etki yaratıyor? Ayrıca, bu sendromun ortaya çıkmasında etkili olan faktörler arasında hayati tehlike ve dış dünyadan soyutlanma gibi unsurların ne kadar rol oynadığı hakkında daha fazla bilgi verebilir misin?

Cevap yaz
1. Cevap
cevap

Admin

Stockholm Sendromu ve Duygusal Değişim
Stockholm sendromu, rehin alınan bireyin rehine alan kişiye karşı duyduğu sevgi ve özdeşleşme duygularını ifade eder. Bu durum, genellikle rehin alınan kişinin, hayatta kalma içgüdüsü nedeniyle yaşadığı bir duygusal değişimle ilişkilidir. Duygusal durumdaki bu değişim, korku ve tehdit altında kalmanın yarattığı stresle başa çıkma mekanizması olarak görülebilir. Rehin alınan kişi, rehin alanın davranışlarını anlamaya çalışarak ve ona uyum sağlayarak, kendisini koruma çabasına girebilir. Bu süreçte, rehine ile rehine alan arasında bir bağ kurulması, zamanla bir sevgi ya da sadakat duygusuna dönüşebilir.

Psikolojik Etkiler
Rehin alınma durumu, bireyin psikolojik sağlığı üzerinde derin etkiler yaratabilir. Anksiyete, stres bozukluğu ve travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi durumlar sıkça görülebilir. Bununla birlikte, rehine alan kişiye duyulan ilgi ve sevgi, bireyin psikolojik sağlığını bir nebze olsun koruyabilmek amacıyla geliştirilen bir savunma mekanizması olarak işlev görebilir. Bu durum, rehin alınan kişinin yaşadığı travmayı hafifletebilir, ancak uzun vadede psikolojik sorunlara da yol açabilir.

Sendromun Ortaya Çıkmasında Etkili Olan Faktörler
Hayati tehlike ve dış dünyadan soyutlanma, Stockholm sendromunun ortaya çıkmasında önemli rol oynar. Rehin alan kişi, rehin aldığı bireyi kontrol altında tutarak ona bir tür yaşam alanı sunar. Bu durum, rehin alınan kişinin, hayatta kalma içgüdüsüyle birlikte, rehine alan kişiye karşı bir bağlılık geliştirmesine sebep olabilir. Ayrıca, rehin alınma sürecinde yaşanan izolasyon, rehin alınan bireyin dış dünyadan uzaklaşmasına ve bu süreçte rehine alan kişiyle kurduğu ilişkiden başka bir seçenek bulamamasına yol açar. Tüm bu unsurlar, Stockholm sendromunun oluşumunda etkili birer faktördür.

Soru Sor / Yorum Yap

şifre
Çok Okunanlar
Bartter Sendromunun Sınıflaması

Bartter Sendromunun Sınıflaması

Uygunsuz Adh Sendromu Tipleri

Uygunsuz Adh Sendromu Tipleri

Haber Bülteni

Güncel

Sendrom Çeşitleri Nelerdir?

Sendrom Çeşitleri Nelerdir?