{ "title": "Uygunsuz Adh Sendromu", "image": "https://www.sendrom.gen.tr/images/Uygunsuz-Adh-Sendromu-73.jpg", "date": "20.01.2024 06:40:45", "author": "Cihan OZEN", "article": [ { "article": "Uygunsuz Adh Sendromu; böbrek toplayıcı tübüllerinde ADH'ye uç organ yanıtının uygunsuz bir şekilde fazla olduğu bir sendromdur. Hiponatreminin en bilindik nedenlerinden birisi olan UAHSS, hipoozmolaliteye karşın idrarın yeterli miktarda dilüe edilememesi ile karakterize bir durumdur. Plazmada hipotonisinin ADH salınımını inhibe etmesindeki eksikliğe bağlı olarak gelişen antite, su retansiyonuna ve ekstraselüler sıvı hacminde yükselmeye yol açar. Bu durum da plazma sodyumunda dilüsyon ve böbrekten sodyum eksilmesi gelişimiyle devam eden bir sürecin gerçekleşmesine sebep olur.

UAHSS, arka hipofizden yüksek antidiüretik hormon salınımı ile karakterize bir sendromdur. Bu neden ile hiponatremi ve sıvı retansiyonu gelişir. Hiponatremi serum sodyum seviyesinin 135 mEq/L'den daha düşük olması olarak belirtilir. Hiponatremi hastanede yatan kişilerde ciddi morbidite ve mortalite potansiyeli yüklü önemli bir elektrolit bozukluğudur. Hiponatreminin en bilinen formu hipotonik hiponatremidir. Hipotonik hiponatrmi; hipervolemik, normovolemik ve hipovolemik şeklinde sınıflandırılabilir. Bu hastalarda hiponatreminin en bilinen formu hipotonik normovolemk hiponatremidir. Hipotonik normovolemk hiponatreminin sıkça görülen nedeni antidiüretik hormon salınımının nonozmotik stimülasyondur. Hiponatremili hastaların büyük oranı asemptomatiktir. Büyük oranda serum sodyum konsantrasyonu 120 mEq/L'nin altına düştüğü zamana kadar hiponatremi semptom göstermez. Nörolojik ve gastrointestinal semptomlar önemli hiponatremili olgularda baskındır.

Uygunsuz Adh Sendromu Tipleri

Uygunsuz ADH sekresyonlarının değişik tipleri tanımlanmıştır.

Tip-A; Ozmotik uyaranlar ile görünür bir koordinasyon bulunmaksızın nörohipofiz'den ADH'nin dengesiz salınımı durumudur. Ozmoreseptör kontrolü tamamıyla ortadan kalkmıştır. Sıklıkla tümöre bağlı gelişen ADH salınımlarında görülür.

Tip-B; Nörohipofizden devamlı bir şekilde düşük düzeylerde ADH sızıntısının varlığı halidir. Plazma ozmolalitesindeki değişimlere bağlı olarak ADH düzeylerinde de değişiklik olur. ADH salınımı ve susama için gereken ozmotik eşik düşüktür.

Tip-C; Sıkça görülen ADH sekresyon tipidir. Daha düşük plazma ozmolalitesine ayarlanan ADH'nin ozmotik salınımı için indirilmiş bir eşik seviyenin bulunması halidir. ADH salınımı tamamıyla baskılanamaz. Düşük plazma ozmolalitesine karşın ADH salınımı devam eder.

Tip-D; Uygunsuzluğun dolaşımdaki ADH'ye renal tepki seviyesinde göründüğü ve nörohipofiz regülasyonunun bozulmadığı tiptir. ADH sekresyonunun tamamıyla normal olduğu ancak idrar ozmolalitesinin hipertonik seviyede bulunduğu bir konu söz konusudur.

Etyoloji

Hiponatremi klinik pratikte en çok rastlanan elektrolit bozukluğudur. Normovolemik hiponatreminin en sık sebebi olan UAHSS özellikle yatan hasta kişilerde morbidite ve mortalite riskini yükselten ve primer hastalığın şiddetini gösteren ciddi bir unsurdur. Fizyolojik şartlarda hiperozmolalite ve hipovolemiye cevap olarak ADH salgılanırken, UAHSS olduğunda efektif volüm olağan olduğu halde, ADH nonozmolar mekanizmalar veya baroreseptörler ile ilişkisiz mekanizmalar ile uygunsuz bir şekilde salgılanır.
" } ] }