{ "title": "Metabolik Sendrom", "image": "https://www.sendrom.gen.tr/images/metabolik-sendrom.jpg", "date": "19.01.2024 10:10:22", "author": "Selen Karadeniz", "article": [ { "article": "Metabolik sendrom, modern çağın hastalığıdır. Özellikle az hareket eden kişiler risk altındadır. Rahatsızlığın görülme sıklığı tüm dünyayla birlikte ülkemizde de artış göstermektedir. Genellikle masa başı çalışanları, yoğun stresli olanlar, beslenmesi düzensiz olanlar daha fazla risk taşırlar. Kişilerde ileri yaşlarda kalp hastalığı ve şeker hastalığı oluşmasına zemin hazırlar. Kadınların metabolik sendromdan etkilenme olasılığı erkeklere göre daha yüksektir.

Metabolik sendrom insülin direnciyle beraber gelişen abdominal obezite, diyabet, hiper tansiyon, glikoz intoleransı, koroner arter hastalığı, dislipidemi gibi sistemik hastalıkların da ilave olduğu, yaşam kaybına neden olabilen endokrinopatidir. Buna insülin direnci sendromu, sendrom X, ölümcül dörtlü, polimetabolik sendrom, uygarlık sendromu gibi isimlerle de tanımlama yapılır. Bu rahatsızlığın ortaya çıkmasında etkili olan çevresel etkenler bilinmemektedir. Fakat insülin direnciyle birlikte gelişen heterojen hastalık olarak görülebilir. Kişide poligenik yatkınlığın olması durumunda, modern yaşamın etkisiyle oluşan sedanter yaşamla birlikte kalorisi yüksek beslenme hastalığın seyrini hızlandırır.

Hastalarda kalp krizi geçirme olasılığını arttıran bir hastalık grubu olarak kabul edilen metabolik sendrom açısından şişmanlık önemli bir risktir. Tedavi edilmezse obezite derecesindeki şişmanlık başta kalp krizi olmak üzere diğer ölümcül hastalıkların nedeni olarak görülmektedir.

Metabolik sendrom tanı kriterleri

Hastalarda diyabet ya da bozuk glikoz toleransı veya insülin direnci arasından birisi olmalıdır. Ayrıca hiper tansiyon, abdominal obezite ile dislipidemi arasından ikisi birden hastalarda olmalıdır. Bunlar metabolik sendrom tanı kriterleri olarak kabul edilir.

Metabolik sendrom bileşenleri

İnsülin direnci: Genetik faktörlerin etkisiyle, aktivite yetersizliği, obezite, ileri yaş ve fetal malnustrisyon gibi faktörler sonucunda insülin direnci meydana gelir. Sağlığı yerinde olanlarda %25 kadar, glikoz toleransı bozulan kişilerde ise %60 kadar insülin direnci meydana gelir.

Diyabet: Tip2 diyabet hastalarında insülin direnci oluşmasa da glikoz toleransının bozulması metabolik sendromun ilk aşamasıdır. Bu hasta grubunda insülin direnci aranmamaktadır. Bozulmuş glikoz toleransı ile açlık glikozu olan kişilerde diyabet riski yükselir.

Hipertansiyon: bu hastalarda genellikle insülin direnci de olur.

Dislipidemi: Metabolik sendrom olduğunda LDL kolesterol yüksek, trigliserit yüksek, HDL kolesterol düşük olur ve LDL kolesterolde yükselmez. İnsülin direnci fazlalaştıkça kalp hastalığı riski de artar.

Obezite: Toplum içinde 20 yaş üzeri kişilerde yaklaşık %34 seviyesinde abdominal obezite tespit edilmiştir. Bu insülin direncinin belirgin bir göstergesidir. Buna rağmen her insülin direnci olan kişide obezite olmayabilir. Bu yüzden obezlerin metabolik sendrom bakımından değerlendirilmesi gerekir.

Bunların dışında alkol kullanmasa bile karaciğer yağlanması olanlarda, koroner arter hastalığı olanlarda, polikistik over sendromu olanlarda, subklinik inflamasyon hastalarında metabolik sendrom riski yüksektir.

Metabolik sendrom tedavisi nasıl yapılır?

Hastalara uygulanan tedavinin amacı, vücutta oluşan insülin direnci nedenlerinin ortadan kaldırılması, risk faktörlerinin ve yaşam tarzının düzeltilmesi için çalışılması ve bu amaçla ilaç tedavisi uygulanmasıdır. Öncelikle tedavi planlamasıyla kilo kaybının sağlanmış olması, egzersizlerin düzenli yapılması, sigaranın bırakılması ve sağlıklı beslenmek çok önemlidir.
" } ] }