{ "title": "Hepatorenal Sendrom", "image": "https://www.sendrom.gen.tr/images/Hepatorenal-Sendrom-27.jpg", "date": "23.01.2024 06:11:44", "author": "oktay öztürk", "article": [ { "article": "
Hepatorenal Sendrom, ilerleyen bir karaciğer yetmezliği olan kişide gelişen akut böbrek yetmezliğine verilen addır. Karaciğer yetmezliğinin sebebi çoğunlukla alkolik hepatit, siroz ya da daha az sıklıkta fulminan karaciğer yetmezliği ve metatistik tümördür. Git gide ilerleyen karaciğer yetmezliğinin son zamanlarına gelindiğinin en büyük göstergesi olarak kabul edilmektedir. Birden başlayan fenomen olmak yerine böbrek perfüzyonundaki tedrici azalmanın bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Sherlock ile Hecker isimli araştırıcılar ilk defa 1956 senesinde terminal dönem karaciğer yetmezliğinde üriner sodyum itrahının azlığının oldukça dikkat çektiği özel bir akut böbrek yetmezliği türünü tanımışlardır. Bu hasta kişilerin otopsilerinde böbrek histolojisinin korunmuş olduğu saptanmıştır bunlar:

Bunu izleyen en önemli bilimsel saptama 1969 senesinde gelmiş olan Koppel ile arkadaşları kadaverik donör olarak kullanılan HRS'li hasta kişilerin böbreklerinin alıcılarda işlev gördüğünü ortaya koymaktadır.

Karaciğer rahatsızlığına bağlı olarak böbrek işlev bozukluğunda en önemli olan rollerden birisi de splanknik alanda meydana gelen vazodilatasyondur. Karaciğer rahatsızlığının ciddiyeti gitgide arttıkça kalp debisinde progresif bir yükselme ile sistemik dama direncinde düşüş olur. Böbrek damar direncindeki artışa ikincil olarak aktivite olan renin anjiyotensin sistemine rağmen yineden azalmasının aracısının nitrik oksit olduğu düşünülür. Siroz hastası olan bir kişinin asidinden de yine aynı aracın sorumlu olduğuna dair bazı kanıtlar bulunmaktadır.

Splanknik vazodilatasyon sonrasında böbrek perfüzyonu düşer, glomerül filtrasyon hızı azalır, sodyum atılımı azalır ortalama olarak arter basıncı azalır. Bazı ileri siroz hastası olan kişilerde günlük sodyum itrahı tam miligram düzeyinin altına düşebilir. Bütün bu farklılıklar yoğun olduğunda intrarenal vazokonstrüksiyona rağmen yine de görülmektedir. İlerleyen siroz bulgularında bir antidiüretik hormon (ADH) analoğu bulunan ornipressin verilir ve hemodinamik bozukluklarda kısmen de olsa bir düzelme olur. Bu cevap splanknik alanda vazodilatasyona vurgu yapar. Ornipressin verilmesi ile plazma renin aktivitesi ile norepinefrin konsantrasyonu da azalır. Yaklaşık arter basıncı, böbrek kan akışı, GFR ortalama 10 miligram dakika, idrar oranı ve üriner sodyum itrahı artmaktadır.

Hepatorenal Sendrom Tedavisi Nasıl Yapılır?

Karaciğer hastalığı git gide ilerledikçe GFR tedricen düşer. Erken dönemde renal sempatik tonusun intravenöz klonidin kullanarak azalması ve GFR tam yüzde 25 civarında artar. Hepatorenal sendromunda en iyi çözüm karaciğer işlevini kısmen veya tamamen düzeltmek olduğu kesinlikle unutulmaması gerekir. İlk başta karaciğer transplantasyonu gelmek üzere alkolik hepatitte alkolden uzak durmak ve HBV infeksiyonunda lamivudin almak bu tedbirlerin en önemlisi olur. Hepatorenal sendromunun engelleyebilmek için bakteriyel infeksiyonların profilaksisi yeterli hidrasyon faydasız diüretik alınımından ve nefrotoksik ilaçlardan uzak durmak gerekir.
" } ] }